14 Ağustos 2007 Salı

ARTICHOKE, ARTICHOKE!!!!!! ....so what????...




Pek güzel bir haftasonunun, pek acıklı sonuçlarını yaşıyorum hala. Bütün gün mide bulantısı, baş ağrısı, sıcak basması, her türlü eklem ağrısı, hayattan soğuma, intihar eğilimi (yeteeer) ile cebelleştim. Yaklaşık bir aydır yediklerime acayip dikkat ediyordum ve hiç alkol almıyordum. Haftasonunda kendimi öyle bir saldım ki vücudum isyan etti. Ne güzel sağlıklı sağlıklı yaşıyorduk, nerden çıktı bu kadar yağ, bu kadar et, bu kadar tuz, bu kadar alkol, bu kadar karbonhidrat???? Hiç acımadım kendime. Canım ne isterse yedim, içtim. Pişman mıyım? Değilim. Cezamı çektim ama akıllandım mı? Hayır. Bunun gibi o kadar çok haftasonum daha olacak ki... Coşup coşup sonra da sürüneceğim. Hayat işte....



İstanbul'dan pek sevdiğimiz (ama sanırım istemeden kırdığım) arkadaşlarımız geldi. Onların vesilesiyle de ilk defa Arap Şükrü'ye gittik. Arap Şükrü biraz Nevizade'ye benzetebileceğimiz bir yer. Çok eğlenceliydi. E tabi artık yaşlandım ben. Bu saatten sonra her türlü yüksek sesli eğlence beni yoruyor. Yanımdaki insanların konuşmalarını anlamak istiyorum, öyle eğleniyorum.






Sabah kocişle beraber Mudanya'ya gidip deniz ürünlerine saldırmıştık zaten. Tereyağda karides ve midye dolmayla kendimizi mutlu ettik. Akşam da Arap Şükrü'de aynen devam karideslere, kalamarlara, istavritlere... Çok çok çok güldük, acayip keyiflendik. (thanks to Tolga, Bengisu, Oya, Bertan, Bahadır Jr., Kristine, Köst, Kociş) Tolga yan masaya sataşıp kavga çıkarmaya çalıştı ama çok fena madara oldu. Hayat boyu anlatılacak bir hikayeye imza attı. Hayır iki hikaye:)


Anlattık da anlattık doyamadık. Bengisu'yla gün aydınlanıncaya kadar oturduk. Ben sarhoşken ve iyice açılmışken bazen çok lüzumsuzlaşabiliyorum. Bayaaa bi zırvaladım heralde ama neyse ki etrafımdaki insanlar çok kibar.


Yemeler içmeler Pazar günü de son sürat devam etti. Mangalı da ihmal etmedik tabi ki... Yine çok yedik, çok içtik, çok anlattık, çok güldük.... Daha nice güpgüzel günlere canımlarım....