21 Kasım 2008 Cuma

televizyon çocuğu..

Hülya Avşar biraz önce "farkındalık çok önemli, farklı bakmak çok güzel" dedi. Çok komik geldi bana. Bak yazınca o kadar komik olmadı:) Hülya Avşar'ın "farkındalık"ın anlamını bilmediğini söylemiyorum (biliyordur di mi?), arka arkaya söyleyince komik oldu işte. Kendisi bir süredir "farkındalık"ın kitabını yazıyor. Kim ne derse desin, (ki Hülya Avşar bu dünyada eleştirilmesi en kolay insandır) ben programını çok seviyorum. Konuk seçimi bence çok başarılı. Programa gelecek insanları kim seçiyor çok merak ediyorum. Hülya ablanın seçmediği kesin. Programa gelen herkese uzaydan gelmiş gibi davranması, her söylediklerine anormal şaşırması ve herkese sonuna kadar katılması... gibi bi takım kanıtlarımız var. Tamam konuklar iyi de Hülya Avşar olmasaydı diyebiliriz ama ben öyle düşünmüyorum. O kadının o şaşkınlık hali beni çok eğlendiriyor. İyi böyle iyi...
Bazen üzülüyorum ama.. Yazık garibim lafı her zaman spora getirmeye çalışıyor. "Bi dakka benim de meziyetlerim var, tenis oynuyorum ben, bi servis atıyım mı burda?" diyecek diye korkuyorum. "Örnek olmakla ezik olmak arasında ince bir çizgi vardır" diyeceğim hiç aklıma gelmezdi:) Son zamanlarda beni tırmalayan bir ezik de Ali Kırca.. Üç boyutlu Erdal Sarızeybek'i ben napıyım yahu?? Tamam teknolojin var yaparsın ama o tavırlar ne ya.. Bu tavırları Ali Kırca'da daha önce de gördük gerçi. Çok ciddi bişeylerden bahsederken pos bıyıklarıyla "şimdi bizimcity'deyiz" diye sırıtırdı bi zamanlar. Aldılar oyuncağını elinden morali bozuldu. Neyse ki hologramı var artık. Terör diyor, şehit diyor, efsane komutan diyor; hoooppp heheh Erdal bey sizi stüdyoya ışınlayalım mı? Yazık canı çok sıkılıyor galiba..