9 Kasım 2009 Pazartesi

Okan Bayülgen "consume obey die" mesajıylan beynimi dürtüklediği anda ben bejeweled, restaurant city, country story, pet society, farmville bataklığında debeleniyordum. Aslında debelenmek yanlış kelime. Ben artık debelenmiyorum. Kendimi bıraktım. Şimdi bu "kendimi bıraktım"ımın arkasından gelebilecek 43 farklı cümle var. Ama ben bunları yazmayı düşünmüyorum. Çünkü nasihat hakkı doğuyor. Nasihat naif bi kavram. Bunun en acımasız şekli annemden geliyor. Annem konu ben ve hayatım olduğu zaman sevgi dolu anneden "yıkıl karşımdan gözüm görmesin"e 3 saniyede falan geçebiliyor. Annemin gürültülü tepkilerinin yanında babamın yaptığım 1500 parçalık puzzle'a bakıp "bununla mı uğraşıyorsun" deyip bir iç geçirmesi var ki hangisi benim moralimi daha çok bozuyor karar veremiyorum. Bunların yanında daha yumuşak "e bari çocuk yap" türevi tavsiyeler. Ve en yumuşağından "ne güzel bi dolu vaktin var şunu yap bunu yap.."... Ne diyordum? "Kendimi bıraktım"ı açmayacaktım. Ne açıcam ya.. Nokta.