12 Ağustos 2008 Salı

ben hüsrana komşuyum...

Benim acayip arabesk bi tarafım var. Depresyona meyilli karakterim de bunu destekliyor tabi. Nerden estiğini anlayamadan bir adet "Ebru Gündeş" şarkısı indirmiş bulunuyorum ki kendisi ülkemiz sınırları içindeki tahammülü en zor insanlardandır diye düşünüyorum. Ebru Gündeş, Ebru Şallı, Ebru Destan, Ebru Yaşar... diye döküldü birden zihnim. Bela mısınız kardeşim!!! (Derin nefes)

Neyse efendim ben bu şarkıyı indirmiş ve 25 kere dinlemiş bulundum. Şarkımız "Kaçak". Hülya Avşar'ın (anıra anıra mıydı, böğüre böğüre miydi) pek bi hislendiği şarkı.

Bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm..
Kim bilir ne bekliyor kalır mıyım ölür müyüm..
Ne malum dünya gözüyle bir daha görür müyüm..

Bilinç altı bilinç üstü anlamsızca çalışıyor işte. Bu şarkıyı dinlerken insan(o insan ben oluyorum) resmen terkedilmek istiyor. Koca insanıyla ne zamandan beri anormal bir huzur içinde yaşıyoruz. Huzursuz yapımı bu kadar huzur rahatsız ediyor tabi. Bi terkedilesim var:) Hayatımda çok huzurlu olunca ben de şarkılara atıyorum kendimi bu aralar ne yapalım...

"Benim sermayem çift el artı çift göz
Karamsardan varan harbi doğru söz
Acılarımsa köz
Ah bu benim sisli yollarım"

Hatta;

"Artık bülbül ötmüyor gül dolu pencerede
Yalnız hatıran kaldı boş kalan çerçevede.."

Gezegendeki son gemiye binip çek git...

"Sen büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi Saim bey.. Sen mi büyüksün? Hayır, ben büyüğüm ben Yaşar usta..." eşliğinde gözlerim dolu dolu gecenin 3.40'ında efendi gibi bilgisayarın başında kahvemi içiyordum. Telefon çaldı. Aslında alarm çaldı. Saygıdeğer kayınvalideciğimin evinin alarmı.. Kendileri tatildeler, bu demek oluyor ki sorumluluk bizde. Eee?? Birinin alarmı çaldığında ne yapılır? Çok anlamsız bir durum. Polisi falan arayamazsın, bıkmışlar yanlışlıkla çalan alarmlardan. Çağırsan da muhtemelen gelmezler. Gerçi benim köylüler ot yakıyorlar, zeytin ağaçlarına birşey olacak diye jandarma aramışlığım var yani, sorumlu sorunlu menapoz teyze hesabı.. Neyse işte biz üzerimize düşeni yaptık. Gittik evin etrafında içinde çeşitli turlar attık. Bahadır içeri ayakkabısıyla girdi, annesi görse öldürürdü. Bilenler bilir:) Ben kirpi gördüm. Komşunun köpeği ödümü patlattı. Eve geldik. Bahadır yatağa hopladı. Ben kaldım şimdi öyle.. Eve gelinceye kadar alarmlarla olan hesaplaşmamı bitirdim. Alarm sadece acemi hırsızların elini ayağını birbirine dolaştırır başka da bir işe yaramaz. Saat beşe yaklaşırken uyumayan birçok insan gibi kendimle hesaplaşasım var. Ama bu hesaplaşma da bir sonuç getirmez biliyorum. Hesap kitap bu yaşıma geldim. Hala canı istediğinde uyuyan, sabah kahvaltısında magnum yiyen, gittikçe foka benzeyen bir organizmayım. Ne var ya?? "Ben büyüğüm ben..."