5 Şubat 2011 Cumartesi

Allahım ya yedi bu Defne beni. Yataklara düşürdü yelloz.. Sen git orda burda "bekar evleri"nde (ki bekar evleri çok tehlikeli bir organizmadır, herkesin özellikle de evli ve çocuklu kadınların uzak durması gerekir, mazallah ölürsünüz) gez biz perişan olalım. Kucaklarda zıplamaları saymıyorum bile. Defnecik gitti, ölümün ne olduğunu az çok bilenler üzüldü, bildiğiniz üzere adilikte sınır tanımayanlar da içlerindeki pislikleri kustu ortalığa. Hıncını alamayanlar, ar sevenler, namus sevenler, insan sevgisinden bihaber olanlar ne kadar insanlıktan uzak olduklarını gösterdiler. Herkes okumuştur heralde malum iki yazıyı. Neresinden tutarsan tut nefret dolu, ahlaksız bir ahlak anlayışı..

Beynimde çakıyor parça parça sözler, kanım donuyor.

"ölü bulundu"
"bekar evi"
"kerata"
"unutulan çocuk"
"bir gecelik macera"
"hoplatıp zıplatılmak"

Allahın belaları Hıncal Uluç ve Serdar Arseven sizin o testi kafalarınızı birbirine vurup kırsak? O zaman biz de size benzeriz. Bizim siz gibilere cevabımız hayatımızı bildiğimiz gibi yaşamak ve gerekirse su yolunda kırılmak olacaktır. Aslında sorun testi, Defne'nin yolu, çocuğu falan değil. Gerizekalıların en başta anlamaları gereken gidenlerden hesap sorulmaz, gidenler pişman olmaz, hatalarını telafi edemezler, onların yüzlerine hataları vurulmaz. Bu durumda ortada bir hata var mı yok mu çoooook sonraki konudur zaten. Zavallı kocasını çok düşünmüşsün ya hınç manyağı o da gözyaşlarıyla sana cevabını vermiş olmalı. Sevdiğin birinin arkasından ağlamak ahlak kurallarınızın çok ötesinde birşeydir. Senin de bu yaşına kadar yaşaman pir-ü pak hayatın sayesinde değil emin ol, şanslı ibne!