26 Mayıs 2008 Pazartesi

Yalnız ve güzel ülkem Türkiye'ye... Hakediyormuş gibi...

Ben malesef Nuri Bilge Ceylan'dan anlamıyorum. Biz üniversitedeyken Kasaba çıktığında yıkılmıştı ortalık. Ben yine o koroya katılamamıştım. Zaten iki tane filmini seyrettim. Bir daha da seyredesim gelmedi. Ama gurur benim gururum. Yaşarım, kimse de birşey diyemez:)

beni bu havalar mahvetti... 2. bölüm

Öncelik kirazların tabi ki de... Bu aralar beni en çok mutlu eden şey bu görüntü oldu. Ben çocukluğumda bol bol ağaca çıkmış (çok düşmezdim ama temkinli sıpaydım), dalından meyve yemiş, çamurdan tencere yapmış şanslı bir tiptim. Ama ilk defa gün gün bir kirazın renk değiştirmesini gördüm. Çok acayip bişey hakikaten.






Erikler başka bi hikaye, hala olmadılar. Kocaman olacaklar diye tahmin ediyorum. Galiba şu yumruk gibi mor eriklerden.










Böğürtlen gibi birşey olduğunu tahmin ettiğimiz şey tahminlerimizi kuvvetlendiriyor:)







Ve her mevsim güzel zeytinlerimizin zarif çiçekleri...








Tüm bu güzelliklerle beraber ben sürekli bahçemizin bakımsızlığından şikayet eden bir tipim. Ama alın size bakımsızlığın güzelliği. Hangi komşumuzun bahçesinde var böyle özgür ruh bir papatya:)