10 Eylül 2007 Pazartesi

27 Ağustos Milli Bayram Olsun Mu?????

Şimdi bende biraz unutkanlık var ya... Ben çoğu zaman kraliçe olduğumu unutuyorum. İnsanlar bana kraliçe gibi davranınca şaşırıyorum. Aptal kraliçeyim ben. Dünyanın hakiminin kuzeni olduğumu falan unutuveriyorum. Canım kocacığımın beni çok sevdiğini unutuyorum. Korkunç derecede güzel bir evlilik yıldönümü geçirince de şaşırıyorum. Sanki benim her günümü o gün gibi geçirmem gerekmiyormuş gibi. Unutkanlık işte kraliçeliğimi unutup duygulanıyorum falan... Aptal kraliçe.

Yani ne olmuş ki kocişim hadi gidiyoruz deyip bir akşam üstü beni İstanbul'a götürmüşse, en sevdiğim otelden yer ayırtmışsa, odaya girdiğimizde kırmızı şarap, meyve, kalpli balonlar, mumlarla falan karşılaşmışsak, The Marmara'da korkunç bir boğaz manzarasında acayip güzel bir yemek yemişsek, yemekten sonra üzerinde "nice mutlu yıllarımıza" yazan bir pasta gelmişse, hediye olarak içinde aşkımın resmi olan bir kolye almışsam. Ne olmuş yani????

Ben kraliçe değil miyim?

Ertesi sabah odamıza kahvaltı gelmesi falan çok büyütülecek birşey sanki. Unutkanım ya tacı tahtı falan unutup seviniyorum böyle şeylere, deliler gibi hem de.


2 yorum:

Adsız dedi ki...

birçok şey yazıp sildim...

aklımda kalan tek şey senin beni çağırdığın "hadi uyuyalım" dediğin an. sana burda mardinin yağmurundan, 25 ağustosun ağıtından, 27 ağustosun mutluluğundan bahsedicektim halbuki.


mutlulukta bu aslında. o samimi sevgiyle beni çağırman ve benim yanında olmam. beraber geçirdiğimiz uyumadan önceki son dakikalar. geçmiş zaman üzüntülerimiz ve mutluluklarımızı anmak sarılıp uyumamızdan daha mı önemli.

üzüntülerimizi de aynı mutluluklarımız gibi planlayabilsek, olup bitenleri bir hışımla atabilsek kafamızdan, her akşam huzurlu olsak, aynı sevgiyle birbirimize seslensek yetmez mi bu hayatta.

görmesek gerekirse hataları belkide herşeyi, birbirimizden ve huzurumuzdan başka.

çileklerin güldüğünü görsek, boğazın mudanyaya ne kadar benzediğini, bilmediğimiz atasözlerini&şarkıları uydursak, annemin sana güzel gelinim diyip ağladığını aklımızda tutsak hep bazı sözleri duymasak, en kötü sabahımızda güzel bir şarkıyla toparlansak sarılsak özürlerimizi kabul edip yaşamaya devam etsek...

bir de sevgimize kanıtlar aramasak artık bitanem...

"bebeğim, sana deli sana aşık sana yangınım ya anlasana,
birgün birisine bin yıl geçsede koşarım sana,
ben aşık oldum sende olsana,
ismail yeka"

özlem hanım dedi ki...

seni seviyorum...