6 Kasım 2007 Salı

Dandini dandini meseleler...

Ben ,2 yılı aşkın süredir evli bir insan olarak, artık çocuk yapmayı düşünmeliymişim. Bu bizim çocuk meselesinin en basit ve kibar tanımlaması. Bu çooook çoook önemli mesele hakkındaki yorumlar muhtelif. Bazı sabırsız anneler "ben doğurayım bari"ye kadar ilerletebiliyor işi. Bir arkadaşım evliliğinin 4. senesinde insanların "çocukları olmuyor", "koca kişisi boşanmayı düşünüyormuş zaten" dedikodularından gözyaşlarıyla bahsetmişti. Çünkü insanların 4 yıl evli kalıp da çocuk yapmamak gibi bir tercihi olamaz!!! Al sana mahalle baskısı... "Sizin çocuk dershanede kaçıncı oldu?"dan başlar, "Hangi üniversitede?", "Eee, üniversite bitti, evlenmiyor mu? Arkadaşı var mı?","Kaç senedir geziyor o çocukla?" diye devam eder. Evlenip de huzura kavuşmak tabi ki de mümkün değil. Ama her geçen gün kızlarımızın üstünde artan bu yük evlilikle hafifler biraz. Evlenince de iki nefes alıp çocuk yapıp, bır bır konuşan kalabalığa karışmanız beklenir. Kendinizi bunlardan uzak tutmaya çalışabilirsiniz, bazen çok yorucu olur ama olur yani. Eleştirilere karşı sağlam durup kötü gelin olma pahasına kayınvalidenizin günlerine katılmayabilirsiniz. Benim birçok arkadaşlarımın bunlarla hiç alakası yok. Ama inanın ben çoğunluktan bahsediyorum, büyüüüük bir çoğunluk...



Ben aslında çocuk sever bir insanım. Şu anda 17 yaşında olan kardeşimi kucağıma aldığımda daha 11 yaşındaydım ama şimşekler çakmıştı. Birgün anne olacağımı o zaman anlamıştım galiba. Şu anda 20 aylık olan yeğenim bana hala gerçek değilmiş gibi geliyor. İnsanın sevme kapasitesi beklediğinden çok fazla olabiliyor. "Arzu ve Aslı" benim için "senin için canımı bile veririm"in anlam bulmuş hali. Onlardan bile daha çok sevebileceğim birine sahip olma fikri süper ama mantık dışı. Uzak... Ben şu anda birini o kadar sevebilecek güce sahip miyim? Kendini bu kadar didikleyen bir insan nasıl bir anne olabilir? O çocuğun beynini didik didik bitirmez mi? Ben nasıl bir rol model olabilirim ki? Aslında ben bu soruları kendime soracak kadar bile çocuk sahibi olma fikrine yakın hissetmiyorum kendimi. Olamaz mı??? Asıl derdim bu..

6 yorum:

kedi dedi ki...

Anne olunca anlarsın:)

Alttaki yazıya buradan yorum:Ben de özenip kuş bakışı fotoğraflarımı çekiyorum ama su vidonu gibi çıkıyor,ayakkabılarımı çekiyorum iğrenç çıkıyor,ayaklarımı çekiyorum mezarı kazmışsında ayak çıkartmışsın gibi çıkıyor(zaten 2.barnaam baş barnaamdan uzundur,"böyleler şanslı olurlarmış,şanslı kerat benii"deyip avunuyorum.Ve tüm çaktiğim bu fotolarla sadece Çakma Vintage oluyorum.Tarzı oturtmak çok başka bişii!!

(Sana attığım maili aldın mı Özlem?Merak ediyorumda)

kedi dedi ki...

Bizim buralarda vidona bidon derlerde ehiii

kedi dedi ki...

Ahhhh bide "çektiğim"demezlerde "çaktiğim"derler.

TürkHataBulmaVeDüzeltmeKurumuBaşkanıBiyo

özlem hanım dedi ki...

Benim de bileklerim çok kalın göründü şimdi gözüme:)

kedi dedi ki...

Blogumu şifreledim ama tatlım ben sana davet gönderdim mi?

Hiiiiih eğer göndermedimse çook ayıp ettim,hemen bana blogunun da adını yazarak mail at lütfen derhal göndereyim.

Yok eğer davet gönderdimse "efferim bana",o zaman "hoşgeldinnn" diyeyim:)
Biyo

özlem hanım dedi ki...

hoşgeldim merak etme:)