Pazar günü Bahadır'la ondan bundan gerim gerim gerileceğimizi bilmeden, sinema biletimizi aldık. Evden çıkmadan pazarlığımızı yaptık. Tamam action filmlerinden artık ben de zevk alıyorum ama o gün benim istediğim filme gidilecekti. Çok çok cezbetmese de gidilebilitesi en yüksek film "he's just not that into you" gibi geldi bana. Neyse biletimizi aldık. Yemeğimizi yedik. Kavgamızı ettik. Gözyaşlarıyla sigaramı içtim. Filme girdik. Evvvetttt!! Romantik kavgalardan sonra ilaç gibi gelecek bi romantik film... Her standart erkeği sadece standart kız arkadaşının zorla götürebileceği standart bi romantik komedi olsa da doğru zamanda doğru yerdeydik işte.. Bilmiyorum ruh halimizden mi, Bahadır'ın giderek bana benzemesinden mi, yoksa filmin cidden güzel olmasından mı Bahadır da acayip beğendi filmi.. Dvdsini alıp arada izlemek lazım bile dedi.
Çok standart şeyler olduğu için insan kendine bakmadan duramıyor tabi.
Ben her zaman netlik konusunda "Bahadır&Özlem"in laboratuarlarda incelenmesi gereken birşey olduğunu düşünmüşümdür. Yani Bahadır dünyanın en net insanıyken, Özlem herşeyi zora sokar. Her söylenenin 2.,3.,4.,5...... anlamlarını arar, başka başka şeyler söyleyip asıl ne demek istediğinin hep anlanmasını ister falan falan.. İyi de Özlem kendini ne sanıyor ki, hiç enteresan değil.. Klişenin klişesi işte. Kendime geliyorum! Sonuçta benim kocamdan daha farklı olmamdan daha standart, normal, klişe ne var ki... Bu ne bi enteresanlık ne de trajedi.. Filmdeki "kadınlar drama sever" vurgusunu da üstüme alınıp, bundan da yeni bir drama çıkarıp dünyanın en sıradan insanı olduğum için üzülmüyorum. (gelişme:))
Bu arada Scarlett Johansson koca poposuyla göz doldurdu gerçekten, bu kadın resmen şişko ve çirkin ve itici ama bu rolüne cuk oturmasıyla beni o bile rahatsız etmedi. Diğer herkes son derece şekerdi zaten. Gerçi bir de Ben affleck durumu var. Onu da hiç sevmem. Ama filmin en romantik sahnelerine imza atmasıyla onu da gıcıklıktan muaf tutuyorum. Özellikle bulaşık yıkayan Neil bizi çok duygulandırdı vallahi..
Tavsiyem sevgilinizle kavga edip gidin, iyi geliyor..
Sevgiliniz yoksa daha iyi belki;
"And maybe a happy ending doesn't include a guy, maybe... it's you, on your own, picking up the pieces and starting over, freeing yourself up for something better in the future. Maybe the happy ending is... just... moving on."
Gigi
8 yorum:
ozlem aldim filmi dun, ama izlemedim
cok merak ettim walla.
sevgilim yok
kimseden ayrilmadim
kavga da etmedim
bu kafayla da izlesek de olur heralde, caiz midir?
bavadira sole aglatmasın seni kafasını doverim ehehueheuee
opergee
fundalar
hepimizin kendimizden bişiiler bulacağı cik cik vik vik işte.. caiz caiz..
" happy ending" deyince artik benim aklima baska seyler geliyor...
Jenifer aniston'u gunahim kadar sevmem.. izledigim icbir filmde bu kadin iyi ki bu filme de varmis diyemedim. Aksine bunun yerine herhangi bir marul, yesil sogan bile daha iyi olurmus derim...
Scarlet Johanson da cok icini bayiyor insanin ama itiraf edeyim koca poposuyla benim gozumu shane dolduruyor...
jennifer aniston'ın hastası değilim ama çok acımasızsın bu konuda berkayım.. scarlett konusunda hiçbişey diyemiicem, hiç sevmiyorum. zerre güzel bulmuyorum, poposu çok çirkin fekat bi bildiğiniz var heralde.. filmde koca poposunu vurgulamak için giyebileceği en saçma şeyleri giydiğine göre vardır bişey..
"happy ending"ini aç da bakalım içinde neler var? kocaman bi popo çıkmaz umarım:)
ey genç nesil,
filmler; popo, soğan veya yağlamayı düşünerek seyredilmemelidir...
sanatçının anlatmak istediği ruhlara odaklanalım...
ince olalım, pornoya aman vermeyelim lütfen...
baadır: hadi len evliyim die sanat sepet..şaane popo işte.
özlemcim: özlemişim.
funda: sevgilin mi yok, bunu bi akşam yemeende mi konuşalım mı..
apocum bi kere benim kocamın bizzat kendisi sanatçı, sepetle falan alakası yok. popoyla da alakası olmasa iyi olur. akşam yemeğini destekliyorum, hayırlara vesile ossun işşallah:) burada fundik sahneye atlar; kardeşim lan o benim:) özlemler giderilmek içindir, en kısa zamanda diyelim..
Yorum Gönder