13 Eylül 2008 Cumartesi

Asmayalım da besleyelim mi?

* 650.000 kişi göz altına alındı.
* 1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
* Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
* 7 bin kişi için idam cezası istendi.
* 517 kişiye idam cezası verildi.
* Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (26 siyasi suçlu, 23 adli suçlu, 1'i Asala militanı).
* İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi.
* 71 bin kişi TCK'nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.
* 98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı.
* 388 bin kişiye pasaport verilmedi.
* 30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı.
* 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
* 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.
* 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
* 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi.
* 937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı.
* 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
* 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.
* 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
* Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
* 31 gazeteci cezaevine girdi.
* 300 gazeteci saldırıya uğradı.
* 3 gazeteci silahla öldürüldü.
* Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
* 13 büyük gazete için 303 dava açıldı.
* 39 ton gazete ve dergi imha edildi.
* Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
* 144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
* 14 kişi açlık grevinde öldü.
* 16 kişi -kaçarken- vuruldu.
* 95 kişi -çatışmada- öldü.
* 73 kişiye -doğal ölüm raporu- verildi.
* 43 kişinin -intihar ettiği- bildirildi.

Kaynak

12 Eylül'ünüz mutsuz olsun hüzün dolsun..

11 Eylül 2008 Perşembe

Erteleme Kraliçesi

- Özlem hanım bizim dvdler vardı sizde...
- Hö??
- Güzel kardeşim 8 ay önce almışsınız filmleri hala getirmemişsiniz...
- Höeeaaaa...
- Getir!!
- Hı hı..


- Özlem hanım iyi günler Color kuru temizlemeden arıyorum. Bi t-shirt var burada..
- Eeeee?
- Sizin?
- Hmmmm..
- 5. aydan kalmış...
- A aaaa..

- Aşkım sen annemi hiç aradın mı bu aralar?
- Bu aralar derken??
- Bugünlerde??
- Bugün aramadım..
- Dün?
- ..
- Geçen hafta?
- ..
- Son aramandan bu yana kaç gün geçti bi fikrin var mı?
- ..

Allah bana bu mübarek ramazan günlerinde akıl fikir versin.. Olmazsa bayramdan hemen sonra versin lütfeenn..

10 Eylül 2008 Çarşamba

BU GİZEM ORTAMI NEDEN Bİ ANLASAM!!!??!!

9 Eylül 2008 Salı

Bir haftadır gerim gerim bir acayip oldum. Çok sinirlendim. Çok bağırdım çağırdım. Kollarım bacaklarım tutuldu kasılmaktan. Neden? Bkz. "Yaz Geçer" adlı son derece masum postun yorumları...

Ama sabahtan beri isimsiz bir arkadaşın yorumlarıyla kendime geldim. Aman ya noluyoruz.. Kilit insan bence de Tuğçoş:) Hatta Tuğçoşko.. Yetsin artık bu daraltı.. Teşekkürler "isimsiz"e.. Elbette canım kardeşlerim Tuğçoş ve Arzuş'a.. Elbette canım canım melek (herkes kadar) arkadaşım Fundikime.. Yorumlar silinmeyecek, bundan sonra sinir bozulmayacak, gerekirse suşi bile yenecek...

Herkesten ricam; yorumlarınızı silmeyiniz... Silenin yorumu ceza olarak post şeklinde yerini alacaktır..

İyiydi Fundam iyiydi:)

Sevgi saygı barış özgürlük huzur dinginlik adalet dileklerimle...
Asıl mesele "kadınlar ne ister?" değil "kadınlar birbirinden ne ister?".. Yüz yıllık klişe "kadınlar birbirini çekemez". Siz buna katılır mısınız bilmiyorum ama ben kadın olmaya çalışan bir hatun müsveddesi olarak bunu kendime asla ama asla yakıştıramam. Kadınların birbirleriyle problem yaşamasının en büyük sebebi bence birbirlerini anlamaları. Biz birşey deriz ama başka birşey demek isteriz aslında. Erkekler denilene, kadınlar denilmek istenene bakarlar.

Bir kadın bir kadına derse ki:"sen çok akıllıymışsın, öyle diyorlar" ortamdaki erkekler "evet öyle diyoruz, akıllı o" derler ve bunu 10 saniye sonra unuturlar. Ama o iki kadın bilirler ki bu "herkes senin ne kadar akıllı olduğunu söyleyip duruyor, ben bunu dinlemekten sıkıldım artık" demektir. Onlar anlarlar birbirlerini ve bu saçma anlaşma (anlaşamama haline de gelebilir bu durum) hiçbir zaman unutulmaz. Kadınlar kinci değildir, bunu da kabul etmiyorum. Kadınlar unutmaz..

7 Eylül 2008 Pazar

peace..

"Zirveye çıkmaya niyetli bir grup insanı dağın eteklerine götürdüğünüzde, her biri bu tırmanışa kendi kişisel öyküleri ve içselleştirdikleri olasılık veya sınırlarına ilişkin inançları ile yaklaşacaktır.
Yola şöyle bir bakıp, tek bir adım atmadan çaresizlik içinde vazgeçenler olacaktır.
Olabilecek her duruma karşı paraşüt, çivi, bin türlü erzak ve sıcak su torbasıyla donanmış olanlar olacaktır.
Haritayı bir kenara fırlatıp, zirveye ilk çıkan olma hırsı ile en zor rotayı seçen birisi olacaktır.
Yolun yarısını tırmanmayı başarıp, manzaranın güzelliğinde kaybolarak yolculuğun geri kalanını unutan birisi olacaktır.
Yolculuğun her adımını önceden sayısız kez, tekrar tekrar planlayan, prova eden biri olacaktır.
Nadir olarak da ne kadar yolu olduğunu gören, ancak telaşlanmayan, dikkatle adımlarını yere basan, manzaranın ve seslerin tadını çıkaran ama asla kaybolmayan; yolculuğu her adımda tamamlanan birisi de olacaktır."
"Seyir defterinden notlar" uzun süredir takip ettiğim çok güzel ve ilham verici bir blog. Yukarıdaki parçayı "güzellikleri görerek zirveye yaklaşmak" postundan aldım. "O da olmuyor bu da olmuyor" diye etrafa saldırdığım, özellikle de kendime saldırdığım zamanlarda okumak için hep aklımda. Burada da olsun istedim.

4 Eylül 2008 Perşembe